20 Ağustos 2016 Cumartesi

insanlar değil insanların hakları eşittir

Bütün insanlar eşittir
Geçiniz efenim geçiniz
İnsanlar ne anlamda eşittir? Hayal gücümüz dışında gerçekten birbirimize eşit olduğumuzun nesnel gerçekliği var mı? Peki, insanlar biyolojik olarak eşit midir?
Biyoloji bilimine göre insanlar yaratılmamış evrimleşmiştir. Ve evrim kesinlikle eşitlikçi değildir. Her insan diğerinden daha farklı bir genetik kod taşır. Ve doğumundan itibaren farklı çevresel etkilere maruz kalır. Biyoloji hakkında ahkâm kesmek haddime değil elbette ama biyolojide hak denen bir şeyden bahsedilemez. Kuşlar hakları olduğu için değil kanatları olduğu için uçar.

Peki, insanlar eşit mi yaşar? Kadın erkeğin karşısında her daim aşağıda görülür. Zengin fakiri istediği gibi manipüle eder. Zenginin satın aldığı zeki, aptalı yanına çeker. Zengin olan iyi okur, diğeri cahil kalır. Biri kültürlüdür, güncel siyaseti takip eder, diğeri ilgisizdir aman sendecidir. Kadın toplumdan baskı görür erkek pohpohlanır. Sakat topluma ayak uyduramaz, sağlıklı onu görmezden gelir. Yani insan doğduğu sosyal çevrenin etkisiyle diğer insanlardan ayrılır farklılaşır. Eşit bile doğsa büyüdükçe eşitlik kaybolur

Her insanın doğuştan gelen genetik özelliklerinin farklı olması bir yana çevresel ve toplumsal koşulların farklılığı, zekâ, yetenek, dış görünüş, karakter, aile, çevre vb. onlarca şey söz konusuyken insanların eşitliğinden ya Allah katında ya da yasalar önünde eşitliğinden bahsedebiliriz.
 Kaldı ki eşitlik, özgürlük, demokrasi gibi kavramlar insanların icat ettiği kavramlardır. Yani yaratılışımızda veya evrimleşmemiz de eşitlik yokken insanların eşitliğinden nasıl bahsedilebilinir ki. 


Bütün bunlara rağmen demokrasi der ki herkes eşittir kendini yöneteni seçme hakkı aynıdır. Ve gariptir ki insanlar bu yönetim sistemini hayatları pahasına korumaya çalışır. Örneğini yakın zamanda gördük(!) Elbette kim istemez herkesin eşit hakları olsun, eşit bilgi seviyesinde, eşit farkındalıkta olsun. Fakat bunu gerçekleştirmenin yolu "varsaymak" değil doğuştan gelen ve eşitsizliklerimizi sosyal haklarla nötrlemek aynı zamanda yaşadığımız ortamın sosyal farklılıklarının oluşumunu engellemekten geçer. 

19 Ağustos 2016 Cuma

LÜKÜS HAYAT

Buraya yazdım mı tam bilmiyorum ama şu sıralar sapiensi okumluyorum insanın evriminden çok insanlığın evriminden bahsedilen sosyolojik, psikolojik, antropolojik bir kitap okunalısı okutturulası kitapta altını çizecek o kadar yere rastlıyorsunuz ki her satırı boyayasım geliyor.


''Tarihin kesin yasalarından biri de şudur. Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hale gelirler.''

 Kitapta şöyle çarpıcı bir pasaj geçer ki insan yaşamını, hayatını sorgulamadan edemez. Lükslerin ihtiyaç olması hmmm gözümüzdeki lüks kavramı bile yıllarca evrilmiş şu an bizim gözümüze lüks gelen aslında Ferrari marka spor araba, 3 katlı villa, dünyanın en lezzetli yemeklerinin yapıldığı restarunt veya da 7 yıldızlı ultra süper oteller gelebilir. Ama bu apayrı bir lüks as olan lüks örneğin bulaşık makinesi insanlığın çok da ihtiyacının olmadığı ama olursa da efso olur dediğimiz bir ürün kaldı ki öğrenci evi vs gibi bazı evlere girmişliği bile yok. Lüks kelimesinin Fransızcadan geçtiğini söyleyelim ve anlamının:  Fr luxe gösteriş, gösterişli << Lat luxus, luxur- aşırılık, israf, tantana, debdebe olduğunu da belletelim. Şimdi bu bulaşık makinesi tam olarak israf değil elbet sksks kelime kökeni onu gösteriyo sanki. Amma velakin kendisi artık her evde olmazsa olmaz onun çalışmadığı gün işlerin aksadığı bir gündür. Ulan bu satırları yazınca daha büyük olan bir lüks geldi. Nedir o tabi ki de ELEKTRİK. Şaşırtıcı dimi? Ama bi nevi elektrik de lüks ya insanlık kendisinden bir haberdi ve şuan onun kölesi olmuşuz onsuz iş yapamaz olduk, elimiz ayağımız oldu namıssız .

 ve tyler durden’in dediği gibi ;sahip olduğun her şey, en sonunda gün gelir sana sahip olur. Biz onların esiriyiz bir nevi

Tatar Çölü

aylardır yıllardır okuma listemde olan Tatar Çölü'nü bu karantina günlerinde okumak nasip oldu. içe çekilme yaşanan bu günlerde kendi ya...