Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Arzular ve Arzularımız

Hegel demiş ki:  “İnsanın arzusu başkalarının arzusunu arzu etmekle başlar.” Yahu Hegel sen ne anlatıyorsun? Ne demek istiyorsun? Dediğinizi duyar gibiyim, yoksa cidden duyuyor muyum? Ha yok kapıymış ya. Kapıcı İzzet abi imiş gelen. Abi dedim Hegel diye biri var bak böyle böyle diyor dedim. Adam haklı şimdi demez mi? Üstüne eklemez mi: eğer sırf bir başkasının arzusunu arzulamak için arzulanmıyorsa bir başkasının arzusu aklına yattığı için ve bir başkasından feyz alma konusunda ise aslında sakıncası olmayan çok masum bir eylemdir!” vay be ağzına sağlık neler söylüyor o ağzın dedim. Eheyy dostum ne sandın dedi. Ve ekledi; - insanı hayvandan ayıran en büyük özellik bu. -nasıl yani anlamadım abi. -sadece bir şeyi arzulamak değil de, arzuyu arzulamaktır insanı hayvandan ayıran fark. Tabi ben böyle oldum :O Üstüne kombo yapmaya başladı durdurabilene aşk olsun. “aslında istediğimizi sandıklarımız, birilerinin isteklerine sahip olma dürtümüz. Bilge Karasu Göçmüş Kediler Ba...

Haydi Abbas

Yıl 1941...  Cahit Sıtkı  Edremit Burhaniye’de yedek subay.  Göreve gittiği gün bölük yazıcısından künye defterini ister. Defteri tararken  Abbas  oğlu  Abbas  adı dikkatini çeker.  Eli sakat olduğu için çürüğe ayrılmış bir erdir Abbas... Askeri çağırtır. İçeri yiğit bir er girer, selam çakıp  "Abbas oğlu Abbas, emret komutan!"  der. - Nerelisin  Abbas? - Memleket Mardin, kaza Midyat komutan. -  Abbas  benim emir erim olur musun? - Sen bilir komutan! Abbas, Cahit  Asteğmen’in evinin altındaki boş odaya taşınır ve kısa zamanda zekası ve sıcakkanlığıyla komutanını etkiler.  Sabahları erkenden kalkar, kahvaltısını hazırlar, kıyafetlerini ütüler, evin temizliğini yapar, yemeğini pişirir.  * * * Akşam olunca çilingir sofrasını kurar, güzel mezeler yapar.  Komutan zamanla bu saf ve temiz Anadolu çocuğunu çok sever.  Akşamları demlenirken onunla dertleşir.  Böyle bir keyif...

Çürümenin Kitabı

bütün aşağılanmalarımız açlıktan ölmeye karar veremememizden gelir. bu ödlekliğin bedelini pahalıya öderiz. insanlara bağlı olarak, dilencilik kabiliyeti olmadan yaşamak! şişinen şanslılar, şu giyimli maymunlar önünde alçalmak! yazgınızın, hor görülmeye bile layık olmayan şu karikatürlerin insafına kalması!... toplum bir dert değil bir felakettir: içinde yaşayabilmemiz ne enayi bir mucize! Nefis bu cümlelerin sahibi Emil Michel Cioran. Kimdir bu Cioran dersek ;  Emil M. Cioran, Rumen yazar. filozof, deneme yazarı ve tanınmış 20. yy. retorik sentezcisidir. Eserlerinin bir bölümünü Fransızca bir bölümünü ise Rumence kaleme almıştır.  Vikipedi böyle tanıtmış. Bu kitabı okumaya karar verme sebebim daha önce sosyal medyada ve farklı sitelerde gördüğüm incelemeler, kitap hakkındaki görüşler beni okumaya itti. Sonra tabi kendi incelememi yapmak istedim yahu bu Cioran ne diyo kitabında vs vs diyerekten ekşiye daldım. içimizde doğan her fikirle içimizdeki birşeyler çürür..." "s...

BUDALA'DAN NEFİS BİR ALINTI

inanmazsınız, kristof kolomb, amerika'yı tam keşfettiği sırada değil, keşfetmeye giderken mutluydu. evet, kolomb,  yeni dünya 'ya ayak basmadan üç gün önce, yani umutsuzluğa kapılan tayfaların gerisin geriye avrupa'ya gitmek için ayaklandıkları sırada mutluluğun son derecesini tadıyordu. yerin dibine geçsindi yeni dünya, onun gözünün gördüğü yoktu. kristof kolomb, amerika'yı amerika olarak görmeden, nereyi keşfettiğini bilmeden ölmüştü. asıl sorun o değildi. asıl sorun yaşamada, olayı yaşamanın içinde, yani sürüp giden, sonu gelmeyen keşif eylemindeydi; yoksa keşfin gerçekleşmesinde değil.