inanmazsınız, kristof kolomb, amerika'yı tam keşfettiği sırada değil, keşfetmeye giderken mutluydu. evet, kolomb, yeni dünya'ya ayak basmadan üç gün önce, yani umutsuzluğa kapılan tayfaların gerisin geriye avrupa'ya gitmek için ayaklandıkları sırada mutluluğun son derecesini tadıyordu. yerin dibine geçsindi yeni dünya, onun gözünün gördüğü yoktu. kristof kolomb, amerika'yı amerika olarak görmeden, nereyi keşfettiğini bilmeden ölmüştü. asıl sorun o değildi. asıl sorun yaşamada, olayı yaşamanın içinde, yani sürüp giden, sonu gelmeyen keşif eylemindeydi; yoksa keşfin gerçekleşmesinde değil.
Mozart nasıl okunur nasıl ya yazıldığı gibi değil miydi? Değilmiş işte ben de hep Mozart diye okurdum fakat yaklaşık 5-6 ay önce öğrendim ki öyle değilmiş. Bunu da uzun zamandır blogumda yazmak istemiştim fırsat olmamıştı. Derken bugün national geographic'de yayınlanan Einstein dizisinde (deha) Albert Einstein mozarttan bahsederken bi değişik mozart dedi mortsart mı desem modzart mı desem bi garipti. İşte tam olarak nasıldı ya mozartın okunuşu aslında öğrenmiştim ama nasıldı nasıldı derken zorla buldum o linki uludağsözlükte bi yazar güzelce açıklamıştı ahanda şöyle: "asli ne mozart´tir, ne de modzart´tir. dogrusu mozart yazilisina sahip fakat "motsart" olarak okunur wolfgang amadeus mozart avusturya´nin salzburg kentinde dogmus ve viyana´da vefat etmistir. bu da demek oluyor ki; kendisi bir avusturyali. avusturya´nin ana dili almanca oldugundan ve almancada da "z (zet)" harfi "ts" olarak okundugundan yanlis söylenen isimdir. bu aynen...
Yorumlar
Yorum Gönder