14 Şubat 2017 Salı

Sevgililer Günü Şeysi Yazısı

İnsanlar genelde bahsedecekleri bir şey yoksa, önce kendilerinden bahsederler, sonra aşktan. Neden mi aşk?  Herkeste vardır çünkü, maliyetsizdir. alıcısı da çoktur, çok ucuza üretilir, harcanır, hazmedilir. Belki bu yüzden, aşkla ilgili yazılmış kitaplar, çekilmiş filmler ya da bu konu üzerine dönen diyaloglar gündemler hiç eksik olmaz. Aşkın bu şekilde teşhir edilmesi, aşkın anlatılmasının en kötü yolu ve ne yazık ki aşkın değerini vermek gerektiğini düşünen herkes, bunu teşhir ederek yapmanın en iyi yol olduğunu düşünüyor. çağ, her şeyi teşhir etme çağı olduğu için belki... Aşk da buna yenik düşüyor sanırım :@
Halbuki sevgili Hz. Dostoyevski Yeraltından Notlarda ne güzel ifade etmiş. “Karıkoca arasında geçenleri, nasıl seviştiklerini kimse bilmemeli, hiç kimse. Kavgalarını öz analarından bile saklamalı, birbirlerinden şikâyet ederek kimseden hakemliğini istememelidirler. Her müşkülü kendi aralarında halletmeleri lazımdır. Aşk kutsal bir sırdır, sevişenler arasında ne geçerse, yabancı gözlerden saklanmalıdır. Bu onun kutsallığını bir kat daha artırır. Böyle çiftler birbirlerini daha çok sayarlar ki, saygı pek çok şeyin temelidir. Ortada aşk olduktan, sevişerek evlendikten sonra bu sevgi niçin sönsün?” güzel demiş he 

Aşk dünyadaki en gizemli kelimelerden aslında  bana aşkın tanımı yap de yapamam binlerce insan binlerce kez tanımını yapmıştır ama en tanımsız olan şeydir aşk. kelimelerinin tüm dünyadaki dillerin eksik kaldığının göstergesidir aşk, belki de keşfedilemeyen bir şey. Aşk sanıyoruz ama altında binlerce bilinmeyen renk çiçek…
Herkes görüyordur, farkediyordur. Son zamanlarda aşktan çok söz edilir oldu. Dünyanın her yerinde aşk üzerine konuşmalar yapılıyor. Hadi konuşmaları geçtim sözdür uçar gider ya yazıya dökülenleri napacağız? Kitapsan’a, Pan Kitapevine, D&R bi uğrayın en çok satanlarda muhtemelen aşk temalı kitaplar olacaktır.  Bazı yazılanlar öyle ulu orta, basit ve hatta bayağı ki adeta kavramın içi boşaldı, kelime ucuzladı, kısmen cinselliğe indirgendi ve magazin konuları arasına girdi. Aşkın gerçekliği yitirildi. Popüler kültürün ögesi haline geldi. Çok üzücü ne yazık ki insanoğlu başından beri en muhtaç olduğu, en ziyade tutunması gereken duyguyu tutunacak dalı olan aşkı hoyratça zedelemekten kaçınmadı. Artık aşk kelimesini "yapmak" eylemiyle birlikte kullanılıyor, "Yeni bir aşk arıyorum" ya da "Ben her bahar âşık olurum" gibi şarkı sözlerini sıkça duyuyoruz. "Yaz aşkı", "Arkadaşımın aşkıyla’’ gibi ifadeleri duymaya tanık oluyoruz.

Ehhh be kardeşim ne eveledin geveledin çıkar ağzındakini diyosanız final cümlemi de söyliyim böylece yazımı paylaşıyım :d Hani sevgililer günü hediyelerinin klasiği vardır yok 25 dilde seni seviyorum yazan bardak yok 30 dilde seni seviyorum diyen pelüş ayucuk vs vs. Ben de diyorum ki “Sevgi her dilde ifade edilir ama aşkı ifade etmeye hiçbir dilin gücü yetmez”  >3 pardon ❤

2 yorum:

  1. Yazını okudum dostoyevski yeraltından notlarda adlı kitabı dün aldım bir arkadaşın tavsiyesi üzerine Aslında bana göre aşk değil sevgidir aşk gelip geçicidir. Böyle içten yazılarını hep beklerim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler yorumun ve fikirlerin için elimden geldikçe yazmaya çalısacağım ^^

      Sil

Tatar Çölü

aylardır yıllardır okuma listemde olan Tatar Çölü'nü bu karantina günlerinde okumak nasip oldu. içe çekilme yaşanan bu günlerde kendi ya...