Ana içeriğe atla

Erteliyorum o halde yarın

Geçen yine ders Çalışmamaya çalısıyom eee vizeler gelmiş adettendir illa uğraşılacak bişi bulacam zaten zaman teknoloji devri alıyorum telefonu elime ohhh bugünü de yedim ehe ehe diyip keyifleniyorum :( ama bi yandan da içten içe üzülüyorum kötü geçiyo vizelerim neyse işte son vize zaten çalısasım yok ekşisözlüğe girdim amanın bi de ne göreyim procrastination gördüm.

O ne demek ki neymiş efendim bu diyosanız şudur Dilimize "Erteleme Hastalığı" olarak geçen "Procrastination", okul ve iş hayatımızdaki kabuslardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Projeleri, sınav hazırlıklarını, ev işlerini yani neredeyse her işinizi son dakikaya bırakıyorsanız, siz de bir erteleyici olabilirsiniz. Yoksa sizde de mi var kaynımda da var üzülmeyin djdj

Psikeart dergisinin zaman temalı sayısında ilker küçükparlak şöyle demiş ertelemeciliğin bir kaygıyı diğerine takas eden bir süreç olduğunu düşünürsek, ertelemecilikten kaynaklanan kaygıyı gideren tutumlar aslında sorunu sürdürmeye neden olur.
Ertelemecilik sırasında kişiler kaygılı olduğunun farkındadır. Ve kaygı nedeniyle çalısamadıklarını düşünüp kaygılarını bertaraf etmek için çeşitli eylemlerde bulunurlar.

Ekşisözlükte de şöyle bir yazı gördüm ;

tembellik ile karistirilmamasi gereken, turkcesi olarak erteleme aliskanligi onerilebilecek kavram. sonuclari ayni kapiya ciksa da, tembellik gibi bilincli bir pasiflik ve isteksizlik ile degil, yapmak isteme ama baslayacak veya devam ettirecek motivasyonu saglayamama durumu. herseyi son anda yapmak ile sonuclanan bir kisirdongudur.

nedenleri:
1. uzak gelecekteki mutlulugu getirecek simdiki zorlugu cekmek yerine, simdiki zevki tercih etme. (bkz: instant gratification)
2. yapilacak isten duyulan korku: genelde ne yapilacagi, nasil yapilacagi konusundaki bilgisizlik/belirsizlikten kaynaklanir.basarisizlik korkusu eslik eder.
3. su anda erteledigimizde basimiza hemen kotu seyin gelmeyecek olmasi, daha sonra yapacak zamanimizin olmasi
4. isteksizlik, motivasyon eksikligi, yapilacak isin bizi heyecanlandirmiyor olusu.
5. mukemmeliyetcilik: isi yapmaya baslamak icin butun kosullarin mukemmel olmasi gerektigi saplantisi (odevi yazmadan once konu hakkinda butun kitaplari okumak, bir suru bos zamaninin oldugu bir gunde baslamak zorunda hissetmek, projenin sonunda gerekli olacak bir malzemeyi bastan bulmadan baslayamama vs.)
6. baslamanin zahmetli olusu

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mozart nasıl okunur?

Mozart nasıl okunur nasıl ya yazıldığı gibi değil miydi? Değilmiş işte ben de hep Mozart diye okurdum fakat yaklaşık 5-6 ay önce öğrendim ki öyle değilmiş. Bunu da uzun zamandır blogumda yazmak istemiştim fırsat olmamıştı. Derken bugün national geographic'de yayınlanan Einstein dizisinde (deha) Albert Einstein mozarttan bahsederken bi değişik mozart dedi mortsart mı desem modzart mı desem bi garipti. İşte tam olarak nasıldı ya mozartın okunuşu aslında öğrenmiştim ama nasıldı nasıldı derken zorla buldum o linki  uludağsözlükte bi yazar güzelce açıklamıştı ahanda şöyle: "asli ne mozart´tir, ne de modzart´tir. dogrusu mozart yazilisina sahip fakat "motsart" olarak okunur wolfgang amadeus mozart  avusturya´nin salzburg kentinde dogmus ve viyana´da vefat etmistir. bu da demek oluyor ki; kendisi bir avusturyali. avusturya´nin ana dili almanca oldugundan ve almancada da "z (zet)" harfi "ts" olarak okundugundan yanlis söylenen isimdir. bu aynen...

Ölmüşlerinin Canına Değsin

Evde gün vardır onlarca kadın gelmiştir patates salataları sarmalar dolmalar gümletilmiş tatlı yenilmiş keyifleri gayet tıkır. Bu kocakarılar artık karınlarını da doyurdular ve maslowun hiyerarşisini düşünün açlıklarını doyurdular sıra meraklarına doyurmaya geldi ehe ehe.  Önce anneye sorulur onur nasıl napıyo bıdı bıdı anneye tembih edilir beni sorarlarsa yok de. Peki, anne öyle der mi aslaaa katiyennn odasında der. Ve salondan onura seslenilir; onur onur sesleriyle onur fak fak nidalarıyla odasından çıkar salona girer bisürrü teyze bacı elini mi öpsem tokalaşmak da olmaz lan buhranı :( Tereddütlerle girilir. Sorular sorulur. Zaten kızaran bir tiptir onur iyice domates olur. Moruklardan biri yavrımmm su getirir misin der. Hadi ayıp olmasın getireyim der onur. Küçük onur suyu kadına verir ve kadının ağzından şu cümle dökülür :” ölmüşlerinin canına değsin” Ölmüşlerimin canına mı değsin ne demek lan o. Dumur oldum dumur. Küfür mü etti teşekkür mü anlamadım. Hatta oh iyi ki ölmüş...

COMEBACK!

merhabalar, sevgili ve kıymetli dostlar. uzun bir süredir bloguma uğramıyordum. Blog adımı değiştirerek tekrardan buralara döndüm. Gerçi buralara döndüm diyorum da buralarla ilgilenen kimseler yok biliyorum. Kendi günlüğümü tutuyorum bi nevi. Eee sonuçta 21.yy'da yaşıyoruz. Görsel medyanın yazılı medyayı ezip geçtiği bu dönemlerde kim takar bloğu kim okur buraları. Blogçuluktan Vlogçuluğa geçiş ani ve sert oldu. Youtuber olma sevdalısı olup çıktı millet. Neyse çok demagoji yaptım sanırsam :D Blogumun adını değiştirdim çünkü canım böyle istedi. Daha iyi bi açıklama olamazdı di mii? merdumgirizhumanist demek zordu. merdumgiriz kelimesini bilmeyenler merhum olarak anlıyorlardı hahah sağır duymaz uydurur resmen.Cahilsin belli etme bari :( PEKİ NE DEMEK BU ZEİGARNİK ETKİSİ? Kim ola ki bu zeigarnik? ne gibi etkisi olabilir? antibiyotik midir yan etkisi mi var? yok lan yok hiç biri değil :) ilk kez rus psikolog bluma zeigarnik tarafından "yarım kalmış, kesintiye uğramış işler...