Ana içeriğe atla

Çürümenin Kitabı

bütün aşağılanmalarımız açlıktan ölmeye karar veremememizden gelir. bu ödlekliğin bedelini pahalıya öderiz. insanlara bağlı olarak, dilencilik kabiliyeti olmadan yaşamak! şişinen şanslılar, şu giyimli maymunlar önünde alçalmak! yazgınızın, hor görülmeye bile layık olmayan şu karikatürlerin insafına kalması!... toplum bir dert değil bir felakettir: içinde yaşayabilmemiz ne enayi bir mucize!

Nefis bu cümlelerin sahibi Emil Michel Cioran. Kimdir bu Cioran dersek ; Emil M. Cioran, Rumen yazar. filozof, deneme yazarı ve tanınmış 20. yy. retorik sentezcisidir. Eserlerinin bir bölümünü Fransızca bir bölümünü ise Rumence kaleme almıştır. Vikipedi böyle tanıtmış.
Bu kitabı okumaya karar verme sebebim daha önce sosyal medyada ve farklı sitelerde gördüğüm incelemeler, kitap hakkındaki görüşler beni okumaya itti. Sonra tabi kendi incelememi yapmak istedim yahu bu Cioran ne diyo kitabında vs vs diyerekten ekşiye daldım.


içimizde doğan her fikirle içimizdeki birşeyler çürür..."
"sadece bir kere bile sebebsiz yere hüzünlendiysen, bütün hayatın boyunca bilmeden öyle olmuşsundur."
"sadece,canım isteyince ölmek elimde olduğu için yaşıyorum:intihar fikri olmasa, kendimi çoktan öldürmüş olurdum.insan türü ancak kendini mahvedene hayran olur.

Abi cümlelere baksana ya her biri için ayrı ayrı satırlarca yazı yazılır.

Bu da kitaba dair bi kaç alıntı;

hakikaten yalnız varlık, insanlar tarafından terk edilmiş olan değil, insanlar arasında acı çekendir`

sıkıntıyı hiç bilmeyen kişi, çağların doğuşundan önceki dünyanın çocukluğunda bulunmaktadır hâlâ; ahı gitmiş vahı kalmış , kendi boyutlarına aldırmayan o yorgun zamana, kendi geleceğinin eşiğindeyken âniden bir yadsıma lirizmi mertebesine çıkartılmış maddeyi de beraberinde sürükleyerek çöken zamana kapalı kalır. sıkıntı, kendi kendine yarılan zamanın içimizdeki yankısıdır...boşluğun açığa çıkmasıdır, hayatı destekleyen-ya da icat eden- o sayıklamanın kurumasıdır...

hiç kimse, olmaktan sorumlu değildir, hele olduğu gibi olmaktan daha da az sorumludur. varoluşa çarptırılan herkes, bunun sonuçlarına bir hayvan gibi maruz kalır.





Yorumlar

  1. Fazlaca düşünerek okunması gereken bir kitap gibi sanki. Alinacaklar listeme ekliyorum. Teşekkürler..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mozart nasıl okunur?

Mozart nasıl okunur nasıl ya yazıldığı gibi değil miydi? Değilmiş işte ben de hep Mozart diye okurdum fakat yaklaşık 5-6 ay önce öğrendim ki öyle değilmiş. Bunu da uzun zamandır blogumda yazmak istemiştim fırsat olmamıştı. Derken bugün national geographic'de yayınlanan Einstein dizisinde (deha) Albert Einstein mozarttan bahsederken bi değişik mozart dedi mortsart mı desem modzart mı desem bi garipti. İşte tam olarak nasıldı ya mozartın okunuşu aslında öğrenmiştim ama nasıldı nasıldı derken zorla buldum o linki  uludağsözlükte bi yazar güzelce açıklamıştı ahanda şöyle: "asli ne mozart´tir, ne de modzart´tir. dogrusu mozart yazilisina sahip fakat "motsart" olarak okunur wolfgang amadeus mozart  avusturya´nin salzburg kentinde dogmus ve viyana´da vefat etmistir. bu da demek oluyor ki; kendisi bir avusturyali. avusturya´nin ana dili almanca oldugundan ve almancada da "z (zet)" harfi "ts" olarak okundugundan yanlis söylenen isimdir. bu aynen...

Ölmüşlerinin Canına Değsin

Evde gün vardır onlarca kadın gelmiştir patates salataları sarmalar dolmalar gümletilmiş tatlı yenilmiş keyifleri gayet tıkır. Bu kocakarılar artık karınlarını da doyurdular ve maslowun hiyerarşisini düşünün açlıklarını doyurdular sıra meraklarına doyurmaya geldi ehe ehe.  Önce anneye sorulur onur nasıl napıyo bıdı bıdı anneye tembih edilir beni sorarlarsa yok de. Peki, anne öyle der mi aslaaa katiyennn odasında der. Ve salondan onura seslenilir; onur onur sesleriyle onur fak fak nidalarıyla odasından çıkar salona girer bisürrü teyze bacı elini mi öpsem tokalaşmak da olmaz lan buhranı :( Tereddütlerle girilir. Sorular sorulur. Zaten kızaran bir tiptir onur iyice domates olur. Moruklardan biri yavrımmm su getirir misin der. Hadi ayıp olmasın getireyim der onur. Küçük onur suyu kadına verir ve kadının ağzından şu cümle dökülür :” ölmüşlerinin canına değsin” Ölmüşlerimin canına mı değsin ne demek lan o. Dumur oldum dumur. Küfür mü etti teşekkür mü anlamadım. Hatta oh iyi ki ölmüş...

COMEBACK!

merhabalar, sevgili ve kıymetli dostlar. uzun bir süredir bloguma uğramıyordum. Blog adımı değiştirerek tekrardan buralara döndüm. Gerçi buralara döndüm diyorum da buralarla ilgilenen kimseler yok biliyorum. Kendi günlüğümü tutuyorum bi nevi. Eee sonuçta 21.yy'da yaşıyoruz. Görsel medyanın yazılı medyayı ezip geçtiği bu dönemlerde kim takar bloğu kim okur buraları. Blogçuluktan Vlogçuluğa geçiş ani ve sert oldu. Youtuber olma sevdalısı olup çıktı millet. Neyse çok demagoji yaptım sanırsam :D Blogumun adını değiştirdim çünkü canım böyle istedi. Daha iyi bi açıklama olamazdı di mii? merdumgirizhumanist demek zordu. merdumgiriz kelimesini bilmeyenler merhum olarak anlıyorlardı hahah sağır duymaz uydurur resmen.Cahilsin belli etme bari :( PEKİ NE DEMEK BU ZEİGARNİK ETKİSİ? Kim ola ki bu zeigarnik? ne gibi etkisi olabilir? antibiyotik midir yan etkisi mi var? yok lan yok hiç biri değil :) ilk kez rus psikolog bluma zeigarnik tarafından "yarım kalmış, kesintiye uğramış işler...